Çatışmaların devam ettiği Kharkiv’de insani kriz her geçen gün daha da derinleşiyor. Güvenliğin kalmadığı şehirde, iki ateş arasında hayatlarını sürdürmek zorunda kalan insanlar metro istasyonlarını yer altı şehrine dönüştürdü. İşte dayanışma ruhunun yaşandığı ve herkesin birbirini aile olarak gördüğü yeraltı şehrinin sakinleri…
Ukrayna’da devam eden savaşta insani kriz gün geçtikçe büyüyor. Evlerini terk etmek zorunda kalan milyonlarca Ukraynalı’nın aksine, kentlerini terk etmeyen veya edemeyen şehir sakinleri Metro istasyonlarında oluşturdukları yeraltı şehirlerinde hayatlarını sürdürüyor.
Üç hattan ibaret olan ve 376 kilometre uzunluğundaki Kharkiv metrosunu bir tür yeraltı şehrine dönüştüren kent sakinleri, haftalardır güneş ışığına de hasret.
Temiz hava için nadir olarak dışarıya çıkan kent sakini, loş ve karanlık ortamda savaşın ne kadar daha devam edeceğine ilişkin endişeli bir bekleyiş içinde. Yeni duruma alışmaya çalışan, zorlukların üstesinden gelmek için dayanışma ruhunu büyüten insanlar olası bir saldırı durumuna neler yapacakları üzerine planlar da yapıyor.
Ukraynada yeni hayat: Yeraltı şehirleri Artık bir aile gibiyiz
Ukrayna’nın ikinci büyük şehri Kharkiv’de devam eden saldırılardan kaçanlar metro istasyonlarındaki vagonlarda yaşıyor. Fotoğraf: AP
‘ÇOCUKLAR PATLAMALARDAN KORKTUĞU İÇİN DIŞARI ÇIKMAK İSTEMİYOR’
Kadın, yaşlı ve çocukların yoğunlukta olduğu metro istasyonuna savaşın ilk günlerinde inen 31 yaşındaki Vladlena Igorivna, annesi ve iki küçük oğluyla birlikte uzun süredir metro vagonunun kendilerine ayırdıkları küçük bir alanında yaşıyor.
Kaldıkları vagonun cam kenarına koyduğu çiçeklerini her fırsatta değiştiren, komşularıyla her fırsatta dışarıdaki hayat ilişkin sohbet eden Igorivna ve onun gibi yüzlerce insan, yeraltı yaşamının yıpratıcı etkilerini en aza indirmeye uğraşıyor. Her geçen gün renkli şehirlerine özlem duyarak…
Igorivna, her gün kısa aralıklarla dışarı çıkan insanların ilk günlerde çok zorlandıklarını anlatıyor. Igorivna, oğulları Nazar (6) ve Makar (3) ile güneşe çıktıkları anda gözlerinde yanma hissettiklerini söylüyor.
Bomba ve çatışma sesleri nedeniyle oğullarının dışarı çıktığında büyük bir korku yaşadığını söyleyen Igorivna, “Çocuklar uzakta patlayan bir bomba sesini duyduğunda dahi panikliyor ve tekrar aşağı inmek istiyor” diyor ve şunları ekliyor:
Haberin Devamı
“Onların sağlıklı gelişimi için her gün dışarıda yürümelerini istiyorum ama bunu bir türlü yapamıyoruz. Bir çatışma sesi duyduğumuzda sadece bir an önce eve gitmek istiyorum.”
Ukraynada yeni hayat: Yeraltı şehirleri Artık bir aile gibiyiz
Saldırı altındaki şehirde yaşamaya çalışanlar, vagonların içerisinde eski yaşantıları ve gelecekleri üzerine uzun sohbetler ediyor. Fotoğraf: AP
METRO İSTASYONLARI NÜKLEER SALDIRILARA KARŞI TASARLANDI
Kharkiv metrosu bu savaştaki en güvenli yerlerden biri. 1975’te Sovyetler Birliği zamanında inşa edilen metro sistemi olası bir nükleer saldırı durumunda sivilleri korumak için tasarlanmış kalın metal kapılara sahip. Bu güvenlik önlemleri nedeniyle, yerin metrelerce altında bulunan metro istasyonları yerel halk için can simidi oldu.
Haberin Devamı
Ülkenin en büyük ikinci şehri olan Kharkiv’de yaşayan 1,4 milyon insanın yarısından fazlası şehirlerini terk etti. Bu haliyle, hayalet bir şehre dönen Kharkiv’in her noktası düşen bombalar nedeniyle harap hale geldi.
‘BURASI BENİM KASABAM VE BEN DE BURANIN ŞERİFİYİM’
Geride kalan bir ayda metro duraklarında hayat o derece renklendi ki, çadırlar ve şilteler her yerde. İstasyonlara çekilen ve kapıları açık halde bırakılan trenler, birçok insanın konaklaması için özel olarak düzenlenmiş.
Eski hayatlarına özlem duyan çocuklar ise tüm olumsuz şartlara rağmen kendilerine oyun alanı yaratmayı başarıyor ve hayatın tüm olumsuzluklara rağmen devam ettiğini kanıtlıyor. Çocukların yeraltı şehrinde en çok sevdikleri oyun ise yürüyen merdivenlerde birbirini kovalamak ve aşağıya kaymak.
Haberin Devamı
Igorivna’nın küçük oğlu Kucha, kardeşinin elini tutarak ve düzeni sağlayan görevlilerden esinlenerek, “Burası küçük bir kasaba gibi ve ben de bu kasabanın şerifiyim” diyor.
Yaklaşık 200 ile 300 kişinin yaşadığı istasyonlarda 50’den fazla çocuk bulunuyor.
‘UZUN ZAMANDIR BİR ARADAYIZ VE ARTIK AİLE GİBİYİZ’
Metroda yaşayan ve sosyal yardım görevlileri, yeraltı şehrinde bir sağlık ocağı, aş evi ve sosyal yardım merkezleri oluşturmuşlar. Halkın moralini yüksek tutmak için çeşitli aktiviteler organize eden görevliler her fırsatta çocuklar için partiler, yetişkinler için ise partiler düzenliyor.
Kilise görevlileri ise erzak yardımlarını kasatmadan sürdürmeye çalışıyor. Yeraltı şehrinin şartlarına alışan insanlar, “Uzun zamandır buradayız ve hepimiz artık büyük bir aile gibi olduk” diyor.