
Türkiye’de Perşembe günü öğleden sonra gerçekleşen işlem sırasında, merkez bankasının analistlerin beklentileri doğrultusunda kilit faiz oranını %14’te tutmayı seçmesi nedeniyle, Türk lirası hafif düştü. Duyuru, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçen ay %48,69 ile 20 yılın en yüksek seviyesine ulaşan ülkedeki enflasyona rağmen “faiz oranlarının zincirlerini kırma” sözü vermesi öncesinde geldi.
Capital Economics’in önde gelen gelişmekte olan piyasaları ekonomisti Jason Tuvey haber sonrasında gönderdiği bir e-mailde, “Ocak ayında enflasyonda %50’ye yakın gerçekleşen artış, Türkiye merkez bankasını (ve en önemlisi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı) ortodoksluğa geri dönmeye ikna etmeye yetmedi.” dedi. Merkez bankası Eylül ayından bu yana ülkenin faiz oranını 500 baz puan düşürdü.
Türk Lirası 13.6243 dolarla İstanbul’da 16.30’da işlem gördü.
Türkiye’nin para birimi, Erdoğan’ın yüksek enflasyon oranına rağmen faiz artırımı politikasına devam etmesiyle geçen yıl %48’den fazla değer kaybetti. Türkiye’nin döviz rezervleri sürekli olarak düşüyor ve lira üzerinden maaş alan Türkler fiyatları arttıkça temel malları karşılayamıyorlar. Elektrik ve doğal gaz tarifelerine yapılan ani zamlar tüketiciler ve şirketler için acıyı artırdı.
Erdoğan Perşembe günü enflasyonu tek haneli rakamlara düşürme sözü verdi. Sermaye Ekonomisi, enflasyonun önümüzdeki aylarda %50 civarında kaldığını ve ancak 2022 sonuna doğru düştüğünü görüyor.
Tuvey yazısında, “Kötüleşen enflasyon düşüşüne rağmen, politika belirleyicilerinin düşük faiz oranlarıyla ilgili ‘yeni ekonomik model’ ve zayıf lira arayışlarını sürdürdükleri için faiz oranları gündemde yer almıyor.” dedi.
Türkiye merkez bankası para politikası komitesi yayınladığı bildiride, bütün dış politika araçlarında “kalıcı liberalleşme” arayışını da resmen ana hatlarıyla ortaya koydu.
banka, “komite, alınan ve sürdürülebilir fiyat ve mali istikrar için kararlı bir şekilde izlenen tedbirlerin arkasından bir dezenflasyon sürecinin başlamasını beklemektedir.”
Lira son haftalarda merkez bankası FX’in yoğun müdahalesiyle desteklenmiş dolar başına 13,5 civarında oldukça sabit kaldı. Fakat pek çok ekonomist mevcut durumun sürdürülebilir olmadığını savunuyor.
Bluebay Asset Management firmasının gelişmekte olan pazar stratejisti Timothy Ash Twitter’daki yazısında, “Erdoğan, faiz oranlarıyla ilgili tartışmanın yatıştığını söylüyor – Kesinlikle katılmıyorum.” dedi. “Lira, büyük çaplı FX müdahalesiyle dengelenmiş olabilir, ama bu kısa vadeli bir çözüm. Enflasyon çok büyük negatif reel faiz oranlarıyla nasıl düşebilir?”
Bu ayın başlarında Fitch, Türkiye’nin kredi notunu olumsuz bir görünümle BB-‘den B+’ya düşürdü. Derecelendirme kuruluşu şöyle yazdı: “Yüksek frekans ve yoğunlukta politika güdümlü mali stres bölümleri, Türkiye’nin yüksek enflasyon, düşük dış likidite ve zayıf politika güvenilirliği açısından hassasiyetlerini artırmıştır.”
Fitch, “Fitch, yetkililerin FX korumalı mevduatlar, hedeflenen kredi ve sermaye akışı tedbirleri de dahil olmak üzere enflasyonu düşürme amaçlı politika tepkisinin makroekonomik ve mali istikrar risklerini sürdürülebilir şekilde hafifleteceğini beklemiyor.” diye ekledi.
Oran kararı, Erdoğan’ın yaklaşık on yıldır Birleşik Arap Emirlikleri’ne yaptığı ve petrol zengini Körfez şeyhliği yönetimiyle bir düzineden fazla işbirliği anlaşması imzaladığı ve Türkiye’ye yaklaşık 10 milyar dolar yatırım sözü verdiği ilk resmi ziyaretten hemen sonra geldi. Ziyaret, Türk cumhurbaşkanının Körfez Arap ülkeleri ve yanı sıra İsrail ile ilişkileri yıllarca süren şiddet ve güvensizlik sonrasında düzeltme amaçlı daha geniş bir çabasının parçası olarak görüldü.
Analistler, Türk merkez bankasının politika ayarlarının önümüzdeki aylarda değişmemesini büyük oranda bekliyorlar. Capital Economics’in Anketi, “Herhangi bir şey olursa, siyasi baskılar, faiz oranlarındaki bir sonraki hareketin enflasyonun yükseleceğinden daha yüksek olduğu anlamına gelir … zira liranın bir kez daha çökmesini engelleyip yıl sonuna doğru geri düşmeye başlamalıdır.” dedi.