Raporda, inşaat sektörünün, 2021’in ilk yarısında oldukça sınırlı da olsa büyüdüğü belirtilerek, üçüncü çeyrekte, yeniden ve keskin biçimde daralma yaşandığına işaret edildi.
Finansal zorluklarla sektörde kısa vadeli öngörülerin oldukça zorlaştığı ifade edilen raporda, özellikle kamunun yatırım programlarının bu çerçevede yol gösterici olmasına ihtiyaç duyulduğunun altı çizildi.
Raporda, maliyet artışlarıyla ağırlaşan yük nedeniyle gelecek dönemde kamunun altyapı ve üstyapı projelerinde ciddi aksamalar olacağı savunularak, konut alanında yüksek olan fiyatların daha da artmasıyla ihtiyaç sahiplerine ekonomik konut sunumunun mümkün olamayacağı uyarısında bulunuldu.
TMB tarafından, kamu projelerindeki artan maliyet artışlarının hükümet tarafından ilave fiyat farkı ödenmesi suretiyle giderilmesi amacıyla bir girişim başlatıldığı kaydedilen raporda, şu ifadelere yer verildi:
REKLAM
“Rapor yayıma hazırlanırken 4 Ocak 2022’de TBMM’ye sunulan ve firmalara sadece Temmuz 2021-Ocak 2022 dönemi için fiyat farkı ödemesi ile tasfiye yerine devri hakkı içeren kanun tasarısı ise yürürlüğe girmesi halinde beklentileri karşılamaktan uzak bulunmuş olup, sorunun çözümü için büyük bir beklenti içinde olan sektör üzerinde hayal kırıklığı yaratmıştır.”
TMB 2021 değerlendirmeleri
Raporda, Türk müteahhitlerinin, 2021’de 67 ülkede 384 projeyle 29.3 milyar dolarlık yeni iş hacmine ulaştığı belirtilerek, “Böylece inşaat sektörünün ilk kez 1972 yılında Libya ile yurt dışı pazara açılmasından bu yana ulaştığı uluslararası proje portföyü büyüklüğü, 131 ülkede üstlenilen 11 bin 93 projeyle toplam 451.5 milyar dolar olmuştur.” değerlendirmesinde bulunuldu.
REKLAM
Sektör açısından Rusya pazarının lider olduğu bildirilen raporda, üçüncü ülkelerle iş birliği fırsatlarına işaret edildi.
Raporda, yurt dışı projelerde istihdam edilen ve yaklaşık 35 bin olarak ifade edilen Türk iş gücü sayısının, salgının ardından 100 bine çıkarılmasının amaçlandığı belirtildi.
Sektör için iş modellerinde değişim gerekliliğine işaret edilen raporda, şunlar kaydedildi:
“Konut alanında ihtiyaç sahibinden çok yatırımcı ilgisi dikkati çekerken sektörle birlikte akılcı ve uzun vadeli stratejilerin geliştirilmesi ihtiyacı artmıştır. Olağanüstü bir dönemden geçişin ağırlıklı etkisiyle dengesizliklerin izlendiği piyasa koşullarında ülkede orta ve dar gelirli kesim için konut sahipliği zorlaşmaktadır. Bu kesim için konut piyasasında döviz kurundaki artış nedeniyle ‘bekle, gör’ eğilimi izlenmekte, düşen alım gücünün öne çıktığı ve konut fiyatlarının maliyet artışlarının da etkisiyle alım kararları kaçınılmaz olarak ertelenmektedir. Özellikle ilk el satışları hareketlendirecek adımlar önem taşımaktadır.