DANIŞMA GÖRÜŞÜNÜN ETKİSİ NEDİR?

UAD’nin verdiği danışma görüşleri her ne kadar bağlayıcı olmasa da birçok devlet ve kuruluş tarafından dikkate alındığı ve verilen görüşe uygun hareket edildiği belirtiliyor.

Danışma görüşleri, ileride açılabilecek benzer konulardaki davalarda Divan’ın ne yönde karar verebileceğini de gösterirken, danışma görüşü aleyhine hareket eden devletler açısından politik baskı aracı olarak kullanılabiliyor.

Divan’ın, İsrail’in Filistin topraklarında inşa ettiği duvara dair 2004’te verdiği danışma görüşünde, duvarın hukuka aykırı olduğunu tespit etmesinin ardından birçok devlet ve şirketin, söz konusu duvarın inşasına katkı sunmaktan imtina etmesi, İsrail’e sattıkları inşaat malzemelerinin duvarın yapımında kullanılmaması şartı koyması dikkati çekiyor.

Yine UAD’nin 22 Temmuz 2010’da, uluslararası hukukta bir devletin tek taraflı olarak bağımsızlık ilan etmenin yasaklanmadığı yönünde verdiği danışma görüşünün ardından, Kosova’nın bağımsızlığının meşruiyeti arttı ve bağımsızlığını tanıyan devlet sayısı çoğaldı.

UAD’nin görüşünün, işgalin uluslararası hukuka aykırı olduğu yönünde olması durumunda, bunun İsrail ve diğer ülkeler açısından getirdiği sonuçları da tespit etmesiyle, İsrail’in Gazze’de ve diğer Filistin topraklarında uyguladığı ihlallerin sonlandırılması yönündeki baskının artması bekleniyor.

Buna ek olarak, İsrail’e askeri, siyasi ve mali destek veren ülkelerin de uluslararası toplum tarafından bu desteklerini sonlandırmaları yönünde gelecek çağrıları yanıtlamak zorunda kalmaları öngörülüyor.

DANIŞMA GÖRÜŞÜ, İSRAİL’İN ADALET DİVANINDA YARGILANDIĞI DAVADAN FARKLI

Güney Afrika’nın, İsrail aleyhine, Soykırım Sözleşmesi’nin ihlali sebebiyle Uluslararası Adalet Divanında açtığı dava, iki ülke arasında çekişmeli yargılama anlamına gelirken, danışma görüşü, iki devletin karşı karşıya geldiği bir dava niteliği taşımıyor.

Danışma görüşünde, davalı-davacı şeklinde ayrım bulunmuyor ve UAD, BM organları ya da kuruluşlarının faaliyet alanlarına ilişkin yönelttiği sorular hakkındaki görüşünü açıklıyor.

Divan Statüsü’nün 66. maddesi gereği, BM üyesi ülkeler, danışma görüşü istenen konular üzerine yazılı ve sözlü beyanda bulunma hakkına sahip.

Çekişmeli davalardan farklı olarak herhangi bir ad-hoc hakim (bir davaya özgü yargıç) atanmadığından, danışma görüşü kararını UAD’nin daimi 15 hakimi verecek.

Buna ek olarak soykırım davası sadece Gazze’de işlenen soykırım suçlarını ve ihlalleri ele alırken, danışma görüşünün kapsamında, Gazze’nin yanı sıra Batı Şeria ve Doğu Kudüs dahil olmak üzere tüm Filistin topraklarındaki başta işgal ve ilhak olmak üzere birçok uluslararası hukuk kuralının ihlali yer alıyor.

Kaynak bağlantısı