İngiltere’de perşembe günü yapılan
genel seçimlerde İşçi Partisi
mecliste çok sağlam bir çoğunluk
oluşturdu. Kesintisiz 14 yıldır ülkeyi
yöneten Muhafazakâr Parti (Toriler)
adeta çöktü; sağ kanadının ağır
toplarından Jacob Rees-Mogg,
partinin önceki lideri ve Başbakan Liz
Truss, potansiyel başkan adaylarından
Penny Mordent olmak üzere 13 bakan
yeniden seçilemediler.

Muhafazakâr gazeteler bile
tarihsel zafer” gibi başlıkları attılar.
Gerçekteyse siyasetin zemini
İngiltere’de bir faşist partiyi de içine
alarak sağa kaymaya devam ediyor.

MANŞETLERİN ARKASINDAKİ RESİM

Büyük sermaye, Murdoch medyası
ve kimi analistlere göre “güvenlik
bürokrasisi
” tercihini Yıldız oyuncu’dan
yana yapmıştı. Seçim kampanyası
boyunca ana akım medyada,
Torilerin çöküşü”, “Richie Sunak’ın
beceriksizliği” gibi temaları işlendi;
Boris Johnson’ın yalancılığı, Liz Truss’ın acayipliği anımsatıldı. Medya,
Starmer’ın aslında, bir gün bir şeyi
ertesi gün başka bir şeyi kolaylıkla
savunabildiğini, hatta “Corbyn benim
arkadaşımdır” sözünü bile kolaylıkla
inkâr edebildiğini, o ciddi görünüşün
altında Boris gibi bir seri yalancının
saklandığını görmek istemedi.

Aslına bakarsanız, ortada öyle büyük
bir zafer de yok. Kier Starmer’ın İşçi
Partisi toplam 412 temsilci çıkardı,
sandıkta oyların yüzde 33’ü ile
mecliste iskemlelerin yüzde 64’ünü
aldı. Bu oylar hem oran hem de sayı
olarak Jeremy Corbyn'2017'de
Tony Blair’ın de üç seçim zaferinde
aldığı oyların gerisindeydi. Starmer’ın
İşçi Partisi toplam 9.712,100 oy
alırken, Tony Blair’in İşçi Partisi, 1997
seçimlerinde toplam 13.551,381 oy
almıştı.

Solda bir hareketlenme yaratarak İşçi
Partisi başkanlığına 2015’te seçilirken
partinin üye sayısını da iki kat artırarak
600 bine çıkaran Jeremy Corbyn,
2017 seçimlerini kazanamamıştı
ama 12.878,460 ile toplam oyların
yüzde 40’ını almıştı. Corbyn, sol/
sosyalist ve antiemperyalist kampta
büyük bir canlanma başlatınca ana
akım medya sert bir karşı saldırı
başlatmış, Corbyn’in Filistin davasına
verdiği desteği antisemitizm olarak
sunmuştu. 2019 seçimlerinde BlairStarmer ekibinin, parti içi sabotajlarının
da katkısıyla İşçi Partisi 59 iskemle
kaybetti oy oranı yüzde 32’ye geriledi.
Starmer başkan olduktan sonra
İşçi Partisi’nin üye sayısının 350 bin
dolayına gerilediği, Starmer’ın “büyük
zaferinde
” aldığı oyun, Corbyn’in o
seçimi kaybederken aldığı 10.195,912
oydan, yarım milyon oy gerisinde
kaldığı görülüyor.

Sonuç olarak Starmer’ın Corbyn’in
2019’de aldığından daha az oy alarak
mecliste rekor bir çoğunluk oluşturması
Financial Times’da John BurnMurdoch’un vurguladığı gibi aslında,
“seçim sistemindeki çarpıklığın” ürünü:
Her seçim bölgesinde, seçmenler
bir adaya oy veriyor, en çok oyu alan
aday milletvekili seçiliyor.

MERKEZ DAHA DA SAĞA KAYDI

İşçi partisinin “zaferine”, Torilerin
iflasına, Corbyn’in İslington
bölgesinden bağımsız aday olarak
seçilmesine, İşçi partisinin Gazze
olayları karşısındaki tutumunun, dört
iskemle kaybettirmesine karşın ülkede
siyasetin merkezi sağa kaymaya

devam ediyor. Karşımızda, Blair’in
İşçi Partisi’nden daha sağda, halk
sınıflarına çok daha az şey vaat eden,
sermaye ile çok daha yakın ilişkiler
içinde şekillenmiş bir İşçi Partisi
var. Bir anlamda bu, çökmekte olan
Muhafazakâr Parti’nin yerini almaya,
büyük sermayeyi temsil etmeye
başlayan bir parti.

Diğer taraftan Starmer’ın, “başarısına
Nigel Farage
gibi çok deneyimli bir
lidere sahip olan Reform İngiltere isimli
faşist partinin seçimlere katılmış olması
da önemli bir katkı yaptı. Torilerin seçim
hezimetinde, partinin Sağ ve daha
sağ
kesimleri arasındaki “iç savaş” da
rol oynadı. Partinin, göçmenlerle ilgili
ırkçı vaatlerini yerine getiremeyeceğini,
Brexit’in ekonomik refah yaratmadığını,
geçim sıkıntısı krizinin” derinleştiğini,
partinin de çökmekte olduğunu gören
kimi parti liderleri ve kadroları “Reform İngiltere” ile birleşmekten söz etmeye
başladılar. Bu “iklimde”, özellikle alt
sınıflardan (işçi sınıfının dağılmakta
olan kesimlerinden) seçmen, İşçi
Partisi’ne değil Reform UK’ye yöneldi.
Muhafazakâr Parti birçok seçim
bölgesinde birinci parti olma konumunu
kaybedip, geleneksel seçmeni, İşçi
Partisi’ne, zaman zaman da Liberal
Parti’ye yönelirken; “Reform İngiltere” de
oyların yüzde 14’ünü alarak meclise
dört temsilci soktu.

Kaynak bağlantısı