ABD Beyaz Saray Ulusal Güvenlik İletişim Danışmanı John KirbyVenezüella’daki seçim sonuçlarının “demokratik standartları sağlamadığını” söyleyerek “Sabrımız tükeniyor” dedi!

Ne olur peki sabırları tükenirse? Tıpkı Irak’a götürdükleri(!) gibi Venezüella’ya da “demokratik standart” mı götürecekler!

VENEZÜELLA’DAKİ YOKSULLUKTAN ABD SORUMLU

Türkiye’de bazı kesimler Erdoğan-Maduro ilişkisine tepkisel nedenlerle, bazı kesimler Atlantikçilikten, bazı kesimler medya propagandasından etkilenerek ve bazı kesimler de Venezüella’daki kötü ekonomiye bakarak Maduro karşıtlığı yapıyor. Elbette Maduro yönetimini beğenmeyebilirsiniz, uygulamalarını olumsuz ya da yetersiz bulabilirsiniz ama Venezüella’daki mevcut yoksulluğun sorumluluğunu Maduro’ya yüklemek, insafsızlık olur.

Zira Venezüella’daki yolsuzluğun belirleyici nedeni bu ülkeyi ablukaya alan, petrolünün satışını zorlaştıran, petrol yüklü tankerlerine, altın rezervlerine el koyan ABD’dir. Öyle ki ekonomi iflas etsin ve Chavez programı çöksün diye emperyalist ABD’nin yapmadığı kalmadı. Birkaçını anımsayalım:

ABD, İran’ın Venezüella’ya sattığı kargo uçağına Arjantin havalimanında el koydu. ABD, Venezüella petrol üretemesin ve hiçbir şirket de Venezüella’da üretime soyunamasın diye petrol rafinerisine sabotaj düzenlemeye kalktı. ABD, petrol taşıyan Venezüella tankerlerine el koydu. İngiltere, Venezüella’nın İngiltere Merkez Bankası’ndaki 1.8 milyar dolarlık altınına el koydu. Ve tüm bu süreçte de ABD, birkaç kez darbe girişiminde bulundu ama başaramadı.

ABD’NİN ASIL ÖLÇÜSÜ

Nedir ABD’nin Venezüella’yla problemi peki? Çünkü Chavez kamucu programıyla emperyalist ABD şirketlerinin bu ülkeyi sömürmesini önledi. Maduro da o programı tüm zorluklara rağmen sürdürüyor. Yani ABD demokrasi olmadığı için değil, bu ülkeyi sömüremediği için Maduro yönetimine karşı.

Kaldı ki gerçekte ABD’nin demokratik standartları da yoktur, çıkarları vardır. Seçim yapılmayan, krallıklarla yönetilen ülkelerde “demokratik standart” aramayan ABD, seçim yapılan Venezüella’nın demokratik standardını beğenmiyor!

ABD’nin Güney Amerika’daki şu anda en önemli müttefiki Arjantin. Çünkü Arjantin Devlet Başkanı Javier Miley koyu Amerikancı. Öyle ki merhametÇin ve Rusya karşıtlığı yaparak seçime girdi ve ABD’nin büyük desteğiyle kazandı. Şimdi merhamet karşılığını ödüyor ve açık açık Venezüella Silahlı Kuvvetleri’nden Maduro’ya darbe yapmasını istedi.

Yani Venezüella’da darbe çağrısı yapan Arjantin lideri Milei ABD’nin “demokratik standartlarının” üstünde oluyor ama ülkesini emperyalist şirketlere sömürtmemeye çalışan Venezüella lideri Maduro, “demokratik standartların” altında kalıyor!

DEMOKRASİ DAYATMAK ANTİDEMOKRATİKTİR

Demokrasi standardı demişken… ABD, en antidemokratik seçimlere sahne olmuş ülkelerden biridir. Seçime bir elmanın yarısı durumundaki iki partinin giriyor olması demokrasi değildir. Gerektiğinde darbe ile seçimi kazananı alaşağı eden bir sistemleri vardır çünkü. Al Gore’un kazandığı seçimin nasıl Bush’a verildiğiitiraz bile edemediği yakın tarihin olaylarındandır.

ABD’de iki partili seçim aldatıcıdır. ABD’de en çok fon toplayanların başkan adayı olabildiği antidemokratik bir sistem vardır. Adayları fonlayanlar da haliyle karşılığını ister. İşte son örnek: Linkedln’nin kurucusu Reid Hoffmann, Harris’in seçim kampanyasına 10 milyon dolar bağışladı ve daha fazlası için de CNN ekranından şartlarını sıraladı. Şartlarından biri Haris’in Federal Ticaret Komisyonu Başkanı Lina Han’ı kovması. Neden? Çünkü bu komisyon şu anda Microsoft’un yönetim kurulunu soruşturuyor ve o kurulda Hoffman da var.

Konumuza dönersek: ABD’nin demokratik standartları yok, çıkarları var. Kaldı ki bir ülkenin demokratik standartları yüksek(?) bile olsa, bunu başka ülkelere dayatması, antidemokratiktir. Çünkü her ülkenin demokrasi sorunu o ülkenin kendi iç sorunudur. Dolayısıyla Venezüella başta ABD saldırısı altındaki ülkelere Atlantik medyası etkisiyle salt seçim-demokrasi düzleminden bakmak, aldatıcıdır.

Kaynak bağlantısı