Gençlerin en büyük hayali aslında yeniden hayal kurabilmek… Hayatın daha stresli hale gelmesi, para kazanmanın ve iş bulma şartlarının zorlaşması, para kazanma modelinin değişimi ve birçok kişinin artık hızlı bir şekilde para kazanıp düşlediği hayata kısa sürede kavuşması gibi durumları gördükçe veya izledikçe gençlerde geleceğe dair umutsuzluk baş göstermeye başladı. Geleceğe dair kaygı; yaşamın, her yaşın bir parçası. İnsanoğlu doğumla birlikte stresi yaşamaya başlar. Büyüyüp çocuk oldukça yaşamda ona bakım verenlerin onun hayatından kaybolmasından kendi kendine bakım verememekten endişelenir. Büyüyüp ergen oldukça yaşıtlarının onu arkadaş ortamına almamasından, sevmemesinden endişelenir. Büyüdükçe nasıl bir gelecek inşa edeceğinden endişelenmeye başlar.

Özellikle kişi üniversiteden mezun olmasıyla birlikte çok büyük bir belirsizlik yaşamaya başlar. Ya kendini geliştirip eğitimine devam edecektir ya da bir şekilde çalışmaya başlamalıdır. Artık öğrencilik bitmiştir. Kendisinin ve çevresinin kişiden beklentileri başlar. Artık yeni bir dönemin başlaması ile birlikte kişi, çeşitli sorumluluklar alması gerektiğiyle ilgili kaygı döngüsüne girecektir. En temelde artık aile desteği ya yoktur ya azalmaya yüz tutmuştur. Ve bu, kişiye bir anda hayat mücadelesinde tek başına kalmış gibi hissettirebilir. Kendine sorar “Ailemin desteği olmadan kendi başımın çaresine bakabilir miyim?” diye. Hayatın getirdiği bu standart kişi için oldukça büyük bir değişimdir. Hayatta hep değişimler var olsa da her değişim insanda kaygı uyandırır. Bilmediğimiz yeni bir yere sürükleniriz. Daha iyi veya kötü olacağına dair bilgimiz yoktur. Bu değişimler de hep geleceğin belirsiz yanını yoğun şekilde hissettirir.

GELECEĞE DAİR ENDİŞEYİ AZALTMAK İÇİN 6 ADIM

1- Dozunda kaygı faydalıdır

Kaygı aslında başarılı olmakta en önemli unsurlardan birisi. Okurken ne kadar garip gelse de evet doğru. Kaygının belirli bir düzeyde olması, insan yaşamında bulunması kişinin harekete geçmesine ve onu iyi hale getirmek için çabalamasına neden olur. Bir başka deyişle kaygı, o duyguyu hissettiğimizde kendimizi uyarır, önlemler alır ve o durumu düzeltmek için kişi harekete geçmeye başlar. Bundan ötürü kaygı, tüm hayatınızı olumsuz yönde etkileyip tüm hareketinizi engellemediği sürece varlığıyla aslında hayatınızda iyi şeylere yol açabilir. Kaygı beynin algıladığı her tehdide karşı aslında koruyucu bir mekanizmadır. Örneğin ölüme dair kaygı duymazsanız, karşıdan karşıya geçerken sağa ve sola bakmazsınız. İşte üniversite sonrasında da gençler nerede çalışacakları, iş bulma ihtimalleri üzerinde hem belirsizlikler hem de kararsızlıklar yaşıyor. Bu süreçte kişinin kaygı duyması oldukça normaldir. Çünkü kişi kaygı duydukça çözüm üretir ve yeni yollar yaratır.

2- Başaramazsam düşüncesi bizi başarıdan uzaklaştırır

Kaygıyı yaratan şey zihnimizden geçen düşüncelerdir. Aslında geleceğe dair kaygı duyarken zihnimizden geçen ‘gelecekte başarısız olacağım’ düşüncesidir. Başarısız olacağımıza inandığımızda da zihin bunu doğrulayacak düşünceler üretmeye başlar. Hatta bu da yetmez bu düşünceyi doğrulayacak şekilde davranmaya başlarsınız. Örneğin başarısız olacağınıza inandığınızda artık çaba gösterme konusunda yeterince enerjik hissetmemeye başlarsınız. Ve evet bunun sonucunda da gerçekten başarısız olursunuz. Sahneyi şu şekilde değiştirdiğimizi varsayalım. Başaracağınıza, iyi bir hayat yaşayacağınıza inanıyorsunuz, bu inançla birlikte düşünceniz eyleminiz de bu inanca göre evrileceğinden ötürü hayat sizi bu inancınıza uygun şartlara hazırlar.

3- Kıyaslamak ve kıyaslanmak zarar verir

Kıyaslanmak her yaşta her insana çok zarar veren bir duygu. Aynı sınıftan mezun olduğunuz arkadaşlarınızla kendi yaşamınızı kıyaslamak büyük bir hata olacaktır. Hayat herkes için aynı ilerlemez. Sınıf birincisi olan kişi en iyi işi bulamayabilir ama sınıf sonuncusu en iyi işte çalışabilir. Kaygılı hissettiğiniz zamanlarda kendinizi başkalarının hayat ve şartlarıyla kıyaslamak sadece çok daha kötü hissetmenizi sağlayacak. Ve sizin dışınızda herkesin daha iyi şartlarda bir hayat sürdüğüne inanacaksınız. Bu da kendinize olan güveninize zarar verecek, kendinizle olan ilişkinizi yıpratacak. Unutmayın herkesin yolu çok farklı ve çok eşsiz ve zaman herkese farklı zamanlarda farklı güzellikler sunuyor önemli olan çabayı ve inancı bırakmamak.

4- Hep bir B planınız olmalı

Hiç kimse belirsizlikten hoşlanmaz. O yüzden gelecek hakkında planlar kurup belirsizliği bir nevi belirli hale getirmeye çabalarız. Hayatta yaşanılan aksiliklerden daha az etkilenen, alternatif planları olan kişilerdir. Bundan ötürü kendinize sadece tek bir yol haritası belirlemekten ziyade seçenekli bir yol haritası belirlemeniz gelecek kaygınızı daha iyi hale getirecektir. Çünkü hayatta tek seçeneğiniz değil birkaç seçeneğiniz olduğunu bilmek o yolda daha güvenilir adımlar atmanıza neden olur. Yaşamda yaşanılan olumsuzluklardan zarar gören kişiler genellikle başka planı olmayan kişilerdir. Eğer yaşamda hedef yoksa belirsizlik sonucunda da kaygı artar. Bundan ötürü kendinize bir gidiş yolu tasarlamanız ve bunun seçenekli olması önemlidir.

5- Yavaş yavaş, acele etmeden yol alın

İnsan kaygı yaşadığı anlarda kendine belirlediği hedef, basamak listesinde bir anda çok üst basamaklara çıkmış olabilir. Bundan ötürü de yaşamın her alanında kendinize hedefler belirlerken hayatınızı birer birere çıkacağınız merdiven basamaklarına göre inşa edin. Öncelikle daha kolay çıkacağınız yönünde hedeflediğiniz merdiven basamakları, siz o merdiveni çıkabildikçe daha da kolay hale gelecek ve kendinize olan inancınız artacaktır.

6- Yardım alma konforundan uzak durun

Yaşam plansız. Olumsuz durumlarla karşılaşmak en az olumlu durumlarla karşılaşmak kadar muhtemel. Olumsuz bir durumla karşılaştığınızda hemen endişelenmeyin. Öncelikle bu durumun nasıl üstesinden gelebileceğinize odaklanın. Yaşanılan durum hakkında tek başınıza düşünmeniz ve yollar bulmaya çalışmanız kendinize olan inancınızı artırır. Kaygının baskın olduğu yönetmesi zor anlarda ne kadar dışarıdan yardım almak konforlu da gelse öncelikle kendi başınıza kalarak yol çizmeye çalışmanız kaygı yönetme rehberinizde çok daha etkili olacaktır. Tek başınıza bulduğunuz yol size bazen çözüm vermese de o yolda çabalamış olmanız bile size birçok destek sağlayacaktır.

SON SÖZ

Evet günümüzü değerlendirebilmek ve içinde var olduğumuz koşulları konuşmak, tecrübeleri aktarmak yaşamımızda kaçınılmaz olarak görülebilir. Ancak zamanınızı, enerjinizi bu gibi durumlara odaklamak sizi mutlu eden tüm her şeyi elinizden yavaş yavaş yok olmasına neden olur evet yaşam zor. Ama üstesinden gelinemez değil. Yaşamın her döneminde farklı zorluklar ve farklı hayat koşulları vardı. Ve o dönemde yaşayan insanlar için o şartlar çok ağır şartlardı. Unutmayın; gelecek henüz yaşanmadı ve ihtimallerle dolu..

Kaynak bağlantısı