Biz 154’lükler değil, siz korkun titreyin. Belli ki bizleri korkudan titretmek için fişlediniz. Ama asıl korkudan sizin titrediğinizi de ifşa etmiş oldunuz. Korkanların klasik refleksidir bu.

Listede isimlerimizi sıraladığınız bizler korkmuş olsaydık bu mesleği yapmazdık. Daha önce korkutmak için dövdürdüğünüz isimler korkudan pıstı mı?

Yavuz Selim Demirağ, Orhan Uğuroğlu; Selçuk Özdağ ve Afşin Hatipoğlu hiç de pısmışa benzemiyor.

Öldürmek de çözüm değil. Sinan Ateş’in ölüsü bile başınıza bela oldu.

DERDİMİZ PARTİNİZLE DEĞİL

Bizim, MHP’nin kurumsal yapısıyla ya da kendine Ülkücü diyen kitle ile bir alıp veremediğimiz yok. Görüşlerini paylaşmayız ama haksızlığa uğradığında onlara da sahip çıkarız. Sinan Ateş örneğinde olduğu gibi.

Geçmişteki sicilinden dolayı kendisinden pek de hazzetmediğimiz Muhsin YazıcıoğluFETÖ eliyle kaza süsü verilmiş bir suikasta kurban gittiğinde onun davasını siz değil, o listedeki isimler takip etti. Yazıcıoğlu’nun davasını davasını kapatmak isteyenler karşısında o listede isimleri buldu.

Listede isimleri olanlardan oluşturduğunuz dosyanın elinizde olduğunu, günü geldiğinde bu dosyanın eyleme geçeceğini söyledikten sonra “Eylem hukuki olacaktır” diye de ekleme yaptınız.

Sayın Bahçeli, siz bu açıklamayı yaptığınızda zaten hukuki olarak eyleme geçmiştiniz. MHP adına iki avukat, ilk duruşmanın görüldüğü 1 Temmuz’da dava hakkında haber yapan, değerlendirmelerde bulunan gazeteci, akademisyen, siyasetçilerden oluşan 154 kişilik listedeki herkesin mahkemeye çağrılması, ifadelerinin alınması, “Neden MHP’yi suçluyorsunuz” diye sorulması için dilekçe verdi. Ancak mahkeme bu talebi reddetti.

Mahkemeye, “Hele bunlara bir sorun bizi neden suçluyorlar” diye bir başvuru hukuk tarihimizde herhalde ilk kez olmalı.

Mahkemeye yapılan başvuru dilekçenizde partinizin suçtan zarar gördüğü belirtiliyor. Haklısınız; bu Sinan Ateş ve ailesi cinayetten yarar sağlarken siz zarar gördünüz. Tüh! Tüh!

Bu tavrınızı sürdürdüğünüz sürece daha çok zarar göreceksiniz gibi. Partinizden ve yan kuruluşunuz Ülkü Ocakları yöneticilerinin telefon görüşmeleri ortada. Tetikçileri nasıl kaçırdıkları ve sakladıkları ayan beyan. Hâlâ bunları dile getiren siyasi, gazeteci ve yorumcuları suçluyorsunuz. Davaya gelip bildiklerini anlatsınlar diyorsunuz. Bizim bildiklerimizi savcı da biliyor. Ama iddianamede bunları nedense göremedik.

Sinan Ateş davasının yakınınızdaki isimlere ulaşmasından ve bu isimlerin sanık sandalyesine oturmasından korkuyorsunuz. Ama korkunun ecele faydası yok. Bu mahkeme davayı bu haliyle kapatsa gelecekte başka bir mahkeme yine açar. AKP de bu dosya nedeniyle sizi çoktan rehin aldı. Bilmem farkında mısınız?

Öyle şarkılı türkülü, yüzüklü ya da “Erken seçim isterim ha” diye imalı mesajlarla bir yere kadar. O korumaya kalktığınız isimler mahkemeye sanık olarak çıktığında bu imalı tehditleriniz hiçbir işe yaramaz. O yüzden korkmakta haklısınız, korkun ve titreyin. Belki kendinize gelirsiniz.

TARİHE GEÇTİNİZ

Hazırladığınız 154’lükler listesi ile tarihe geçtiniz. Türk siyasi tarihinde Milli Mücadele’ye karşı durduğu için sürgüne gönderilen 150’likler, Kürt aydınların yargılandığı 49’lar, Turancıların yargılandığı 23’ler, 27 Mayısçıların üniversiteden attığı 147’ler, yine 27 Mayısçıların sürgün ettiği Kürtlerden oluşan 55’likler, 12 Eylül cuntasının kamudan attığı 1402’likler tarihe geçmişti. Bahçeli’nin tehdit ettiği 154’lükler de tarihte yerini alacaktır.

Kaynak bağlantısı