İzmir’de iki gencimiz, özelleştirilmiş elektrik dağıtım şirketinin iş bilmezliği nedeniyle öldü.

Aslında bu bir kaza değil, öldürümdür. Ölüm, bile bile gelmiştir. Üretilen enerji üzerinden dağıtım yoluyla kâr etmek üzere oluşturulmuş sömürü düzeninin yarattığı sonuçtur.

Olaydan sorumlu şirket; Bereket Enerji. Sonradan ad değiştirmiş, Aydem Enerji olmuş.

AKP döneminin gözdelerinden. Açılışlarına Saray damatları, bakanlar katılıyor.

Dahası, şirketin yönetiminde AKP döneminde Başbakanlık Özelleştirme İdaresi başkan yardımcılığı ve de Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) başkanlığı yapmış Hasan Köktaş öyleydi.

Oh ne âlâ. Piyasayı düzenlemişler, kamu görevini özelleştirmişler, kendin pişir, kendin ye yöntemi ile ihaleleri şirkete vermişler.

Sonra da gecekondu iş yapanlar yüzünden iki gencecik insan ölmüş.

Kimin umurunda?

Soma’da, Çorlu’da insancıklar öldü de hesap soruldu mu?

Varsa yoksa yalan dolan, talan.

MAKLUBECİLERİN BAYRAMI

AKP’nin eski iktidar ortağı FETÖ ile kapışması sonrası gerçekleşen 15 Temmuz darbesinin yıldönümü, kendisine simgesel kahramanlıklar arayan Saray’ın bayramına dönüştürüldü.

Ulusal bayramları hiçe sayan Saray, iktidar ortaklığı yaptığı FETÖ’nün devlet içinde örgütlenmesine göz yumarak neden olduğu darbenin de o darbe sırasında öldürülen yurttaşların da asıl sorumlusu olduğunu bir sözde bayram ile perdelemek istemektedir.

Aslına bakılırsa, yakın geçmişte, Türkiye’deki hemen hemen tüm siyasi parti yetkililerinin, casusluk örgütü FETÖ ve onun başı Fethullah Gülen ile bir biçimde bağlantı ve ilişki kurmuş, onları desteklemiş, onlardan katkı almış olduğu biliniyor.

Bülent Ecevit ve partisi DSP, Gülen ve örgütü ile sıkı fıkıydı.

Bakmayın siz şimdi Kemal Kılıçdaroğlu’nun, şimdi AKP’yi “Aynı maklubeye kaşık sallayan abi kardeşsiniz” diye suçlamasına.

CHP’ye genel başkan olduğunda danışmanlarını FETÖ’cülerden seçmiş, FETÖ’nün operasyon gazetesi Zaman yöneticileri ile yakın ilişkiler kurmuştu. Maklubenin içinde onun da kaşığı vardı.

Tıpkı, MHP’nin eski lideri Alparslan Türkeş gibi. O da “Hocaefendi Türk milletinin gönlünde hak ettiği yeri almıştır. Hiçbir zan veya iftira bu yeri sarsamaz” görüşündeydi. Saray’daki AKP’liye güller armağan eden MHP’nin genel başkanı Devlet Bahçeli ise diyor ki:

“FETÖ’yü, FETÖ’nün iç ve dış uzantılarını yıldırıcı ve yok edici, bununla mündemiç proaktif nitelikli seri operasyonların bir an evvel icra ve ifa edilmesi beka düzeyinde mecburiyettir.”

Devlet Bahçeli, Saray’ın ortağıdır ve iktidardadır. Dolayısıyla dert yanma değil, operasyonları uygulamaya geçirme konumundadır.

Oysa, FETÖ’yü soruşturacak olan polis yetkilileri, Devlet Bahçeli’nin elini öpmek için sıraya giriyorlar ama polisten orduya neredeyse tüm bürokrasi, yine FETÖ artıkları ve cemaatlerin cirit attığı, örgütlendiği, kendi hiyerarşilerini oluşturdukları bir alan olmaya devam ediyor!

Öyleyse, Devlet Bahçeli’nin deyimiyle FETÖ ve cemaatler halen devlette saklıdır, içkindir (mündemiç) ve önceden eylem yapma yeteneklerine (proaktif) sahiptir.

Bu durumda, neyin bayramı, anması, kutlaması, övünmesi yapılıyor, anlamak olası değildir.

Kaynak bağlantısı