
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Donbas bölgesindeki ayrılıkçıların kurduğus “cumhuriyetleri” tanıdığını açıklamasıyla dünya savaş durumuna geçti. Peki Putin bu kararı neden verdi? Donbas’ın özelliği ne? Ve daha da önemlisi önümüzdeki günlerde bizi neler bekliyor? İşte 8 soruda merak edilenler…
Haberin Devamı
Dünyanın günlerdir gözünü kulağını ayırmadan takip ettiği Rusya-Ukrayna krizi dün kritik bir dönemece girdi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna’nın doğusunda Rus yanlısı ayrılıkçı gruplar tarafından kurulan Donetsk ve Lugansk Halk Cumhuriyetleri’ni resmen ve derhal tanıma kararı aldıklarını duyurdu. Putin bu kararın ardından bölgeye “barış gücü” olarak Rus askerlerini yolladı.
Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı’nın “Rusya Federasyonu’nun, sözde Donetsk ve Luhansk Cumhuriyetleri’ni tanıma kararı Minsk Anlaşmaları’na aykırı olduğu gibi, Ukrayna’nın siyasi birliğinin, egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün açık ihlali anlamına gelmektedir. Rusya’nın söz konusu kararını kabul edilmez buluyoruz ve reddediyoruz” ifadeleriyle tepki gösterdiği gelişmenin ardından akıllarda birçok soru var.
Biz de arşivlerde bir tarama yaptık, hem krizi bu noktaya taşıyan süreci özetledik hem de “Bundan sonra ne olabilir?” sorusunun yanıtını aradık. İşte 8 soru 8 cevap ile Putin’in ayrılıkçı “cumhuriyetleri” tanımasının arka planı…
Donbas neden önemli Putin bu hamleyi neden yaptı | 8 SORU 8 YANIT
Putin’in tanıma açıklaması sırasında salonda DPR ve LPR liderleri de vardı
1) SÖZ KONUSU “CUMHURİYETLER” NEREDE KURULDU?
Donetsk ve Lugansk, Ukrayna’nın doğusunda Donbas olarak bilinen bölgede yer alıyor. Tam Rusya sınırında yer alan bu bölge Ukrayna’nın ağır sanayi merkezlerinden biri. Geniş kömür yataklarına sahip olan Donbas’ta madencilik ve çelik üretimi önemli gelir kaynakları arasında başı çekiyor.
Bölgenin bir kısmı Kiev’in kontrolü altında, bir kısmı ise Rusya yanlısı ayrılıkçıların denetiminde.
Ayrılıkçı gruplar Donetsk ve Luhansk’ın tamamı üzerinde hak iddia ediyor ancak halihazırda sadece bölgenin Rusya sınırında kalan yaklaşık 17.000 kilometrekarelik üçte birlik bölümünde etkililer.
8 yıla yakın zamandır devam eden sorunlar ve çatışmalar, bölgede yaşayanların hayatına ağır darbe vurdu. Sürekli yüksek tansiyon ve ekonomik problemler nedeniyle 2 milyon civarında insan bölgeyi terk etmek zorunda kaldı. Ukraynalı yetkililer çatışmadan kaçanların 200.000 kadarının başkent çevresinde, geri kalanının da Kiev kontrolündeki Donbas topraklarında yaşamlarını sürdürdüğünü belirtiyor.
Haberin Devamı
Donbas neden önemli Putin bu hamleyi neden yaptı | 8 SORU 8 YANIT
2) GERGİNLİĞİN GEÇMİŞİNDE NE VAR?
Donbas bölgesindeki ayrılıkçı hareketlerin kökleri Euromaidan (Yevromaydan) Protestoları’na kadar uzanıyor.
21 Kasım 2013 tarihinde dönemin Ukrayna hükümeti Avrupa Birliği-Ukrayna Ortaklık Sözleşmesi’ni imzalamayı reddederek Rusya’ya ve Avrasya Ekonomik Birliği’ne yakın çizgide ilerleme kararı aldı. Ardından başta başkent Kiev’in Bağımsızlık Meydanı’nda olmak üzere, yüz binlerce Ukraynalı, günler süren protestolarla, Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç’in ve ikinci Azarov hükümetinin istifasını istedi. Şubat 2014’e kadar devam eden protestolar, nihayetinde Yanukoviç’in istifası ve yeni bir hükümet kurulmasıyla sonuçlandı.
(Aynı günlerde, Rusya yine Ukrayna’nın bir parçası olan Kırım Yarımadası’nı işgal ve ilhak etti. Yanukoviç’in iktidarı kaybetmesinin hemen ardından 23 Şubat’ta Sivastopol’deki Rusya yanlısı protestolarla başlayan Kırım işgali, 16 Mart’ta Kırım’da yapılan bir bağımsızlık referandumuyla sona erdi. İki gün sonra, Kırım Cumhuriyeti ve Sivastopol federal şehri olarak ikiye bölünmüş olan Kırım Yarımadası, Rusya Federasyonu’na dahil oldu.)
Batı’nın da desteklediği Kiev’deki yeni hükümet, Donetsk ve Lugansk bölgelerinde yaşayan ve çoğunlukla Rusça konuşan toplulukların tepkisini çekti. Dün Putin’in “Tanıyoruz” açıklamasına konu olan Donetsk ve Lugansk Halk Cumhuriyetleri’nin temelleri Nisan 2014’te atıldı.
Dünya kamuoyunda kısaca DPR ve LPR kısaltmalarıyla bilinen bu cumhuriyetlerin destekçileriyle Ukrayna hükümetine bağlı güvenlik güçleri arasındaki çatışmalar sürerken, 11 Mayıs 2014 tarihinde düzenlenen referandumlardan “kendi kaderini tayin” kararı çıktı. Ertesi gün hem DPR hem de LPR bağımsızlıklarını ilan etti.
Bu gelişmenin ardından, Kiev’in “istilacılar” ve “işgalciler” diye nitelendirdiği gruplara karşı başlattığı “Terörle Mücadele Operasyonu” kapsamında bölgedeki asker sayısı artırıldı. Ağır silahların ve savaş uçaklarının da kullanıldığı operasyonlarda çatışmaların dozu günden güne yükseldi.
Toplam 14.000 civarında can kaybının yaşandığı çatışmalar süresince asker ve silah anlamında açık üstünlüğü bulunan Ukrayna, ayrılıkçı gruplar üzerinde net bir hakimiyet sağlamayı başaramadı. Bu bağlamda Kiev hükümetinden zaman zaman Rusya’yı suçlayan açıklamalar geldi.
Moskova’nın “milis güçleri” olarak tanımladığı ayrılıkçılara askeri destek verdiği hatta çatışmalara doğrudan müdahale ettiği yönündeki suçlamaları, Kremlin her seferinde reddetti. Rus yetkililer düne kadar Ukrayna toprağı kabul ettikleri DPR ve LPR’ye sadece insani yardım gönderildiğini vurguladı.