
Meraklısına orijinal plak… Koleksiyonerler için kasetler ve afişler… Bir de sayıları her geçen yıl azalan “İstanbul’a kaset yapmaya gidiyorum” diyen yerel sanatçılar… 1970’ler ile 2010’lar arasında Türk müzik piyasasının kalbi olan, istedikleri şarkıcıyı ‘ünlü’ yapan kudretli yapımcıların mekânı Unkapanı Plakçılar Çarşısı’nda, artık yaprak kımıldamıyor. İşte dijitalleşmeye ayak uyduramayan, bir zamanların ünlü Unkapanı Çarşısı ve ibretlik öyküsü…
Haberin Devamı
“Ne diye peşimden geliyorsun sen bakayım”
“Emmim Bitli Salman dedi ki… ”
“Başlatma ulan Bitli Salman’dan… Bela mısın sen benim başıma…”
“Eee benim türkücülük işi ne olacak?”
1987 yapımı Muhsin Bey filmindeki ünlü sahnede, türkücü olmak için köyünden tahta bavulu ile çıkıp gelen Ali Nazik, zoraki emekli organizatör Muhsin Kanadıkırık’ı ikna etmeye çalışır. İzleyenlerin aklına birçok sahnesi mıh gibi çakılan filmin sonu ise Unkapanı Plakçılar Çarşısı’nda son bulur. Ali Nazik, hem Muhsin Bey’i hem de notalarını bırakır, türkücü yerine ise arabeskçi olur…
Artık şarkıların sonu bile beklenmiyor… Her şeye rağmen direnen mekân: Unkapanı
Muhsin Bey’in yanı sıra Neredesin Firuze gibi kült yapımlara da ilham veren Unkapanı Plakçılar Çarşısı günümüzde ziyaretçisi azalmış bir açık hava müzesini andırıyor.
1970’lerde plak, 1980’lerde kaset, 1990’larda ise CD ‘doldurmak’ yerini spotify listelerine, youtube like’larına bırakınca, organizatörlere ilgi de aynı oranda azaldı. Bir zamanlar sesine, sazına güvenenlerin bağını, bahçesini satıp ‘meşhur’ olma hayaliyle eşiğini aşındırdığı Unkapanı Plakçılar Çarşısı, ihtişamlı günlerini arar oldu.
Eski zamanların alışkanlığı ile her gün dükkân kilitleri açılsa da ‘geçmiş’ olabildiğince özleniyor.
Bütün gün oturup, kapıdan birilerinin girmesini bekleyenler ‘Başka bir mesleğimiz yok ki nereye gidelim’ derken, bazı dükkanlarda patron yerini ‘beni soran olursa ararsın’ diye tembihlenen çalışanlara bırakmış.
Artık şarkıların sonu bile beklenmiyor… Her şeye rağmen direnen mekân: Unkapanı
Ferit Ergül de her şeye rağmen Çarşı’yı terk etmeyen isimlerden. Yaklaşık 38 senedir Unkapanı Plakçılar çarşısında Müzik ve klip yönetmenliği yapıyor. Ergül, insanların hâlâ Unkapanı’na sevdalı bir şekilde baktığını söylese de artık eski neşe ve hareketliliğin kalmadığını da belirtiyor.
Müslüm Gürses, Ferdi Tayfur, Gülden Karaböcek, Mahsun Kırmızıgül, Özcan Deniz’in ‘ünlü olduğu’ ‘yazıhaneler’ artık kapalı durumda.
Artık şarkıların sonu bile beklenmiyor… Her şeye rağmen direnen mekân: Unkapanı
Zamanında ünlü olup sonra da ‘Kurt kapanı’ şeklindeki benzetmelerle, Unkapanı’nı kötüleyen çok ismin olduğuna da değinen Ergül şöyle konuşuyor:
Haberin Devamı
“Genelde buraya gelenler ya alt ya da orta tabaka insanlardır. Şu an sektördeki isimlerin hepsi bu çarşıdan çıktı. Çünkü Türkiye’de başka Unkapanı yok. Aleyna Tilki belki buraya uğramadı ama bizimle birlikte yetişen kişilere temas etti. Bundan 15 sene önceye kadar fiziki satışlarımız vardı. Ama dijital mecralar geliştikçe bizim işlerimiz de gün gün azaldı. Yapabilen dijitale yönelip az da olsa bir iş kapısı buldu. Yönelemeyen de zamanında kapısına kilit vurup evine çekildi. Şu an yapabileceğim tek şey sanatçılarımızı dijital ortamda tanıtmak. Elimizden başka bir şey gelmiyor.”
“DAİRELERİNİ, TARLALARINI SATIP GELİRLERDİ…”
Eskiden Carşı içinin cıvıl cıvıl olduğu ama artık her katın kendi sessizliği ile mücadele ettiğini de söyleyen Ergül şunları söyledi:
Haberin Devamı
“Mutfakta şarkı söyleyen kadın tencereyle ritim tutarken de meşhur olabiliyor. Ya da adam pazarda maydanoz satarken bağırıyor bir bakmışsınız isim yapmış. İnsanlar Yemek paralarından kısıp buraya albüm yapmak için gelirdi. Zamanında 10 liraya yapılan bir iş şu an dijitalleşmeyle birlikte 1 lira. İnsanlar artık bu 1 lirayı da vermiyor. Buraya dairelerini, tarlalarını satıp gelirlerdi şimdikiler de o parayla ben daire alırım diyor.”