BBC’nin haberine göre, Ardern basın toplantısında, “Geleceği değiştirebileceğini bildiğimiz değişiklikleri yapmaya istekli olmalıyız.” dedi.
Auckland’deki olayı “terör saldırısı” olarak tanımlayan Ardern, ülkenin terörle mücadele yasasında yapılacak değişikliklerin parlamento tarafından eylül ayı sonuna kadar onaylanmasını umduğunu belirtti.
Değişikliklerin, terör saldırısı planlayanları mahkum etmeyi kolaylaştırması bekleniyor.
YENİ ZELANDA’DAKİ BIÇAKLI SALDIRI
Yeni Zelanda’nın Auckland kentinde 3’ü ağır 6 kişiyi yaralayan bıçaklı saldırgan polis tarafından öldürülmüştü.
Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern saldırıyla ilgili düzenlediği basın toplantısında olayın “terör saldırısı” olduğunu bildirmişti.
Ardern, terör örgütü DEAŞ’tan “ilham alan” teröristin Ekim 2011’de Yeni Zelanda’ya gelen bir Sri Lanka vatandaşı olduğunu ve 2016’dan itibaren ulusal güvenlik birimlerinin takibinde olduğunu söylemişti.
DEAŞ taraftarı olduğu açıklanan 32 yaşındaki Ahmed Aathil Mohamed Samsudeen, daha önce birkaç kez gözaltına alınmıştı.
SALDIRGAN HAKKINDA NELER BİLİNİYOR?
Samsudeen, Ekim 2011’de Yeni Zelanda’ya yerleşti.
Ulusal güvenlik nedeniyle 2016’da istihbarat birimlerinin ilgi alanına girdi.
Sri Lanka’da Tamil azınlığa mensup olması nedeniyle babasıyla birlikte baskılara maruz kaldığını ve bu yüzden sığınma talebinde bulunduğunu öne sürmüştü.
Saldırganın ideolojisi nedeniyle birden fazla kurum tarafından sürekli olarak gözetim ve takip altında olduğu, bir terör şüphesi listesinde de yer aldığı belirtildi.
Yerel medya kaynakları, Samsudeen’in DEAŞ propaganda materyalleri nedeniyle bir yıl gözetim altına alındığını yazdı.
Savcılık da saldırganı bıçaklı “yalnız kurt” terör saldırısı planlamakla suçlamış, ancak yargıç, mevcut yasaların terör saldırısı planlamayı suç kapsamına almadığını söylemişti.
Başbakan Ardern, saldırganın bugüne kadar gözaltına alınmasına veya tutuklanmasına neden olabilecek bir suç işlemediğini söyledi.
Öte yandan bu kadar sıkı gözetim altındaki bir kişinin altı kişiyi yaralayana kadar nasıl durdurulamadığı da ülkede tartışılıyor.
Polis yetkilisi Andrew Coster, “Gerçek şu ki, birini 7/24 izleseniz bile her an yanı başında olmanız mümkün değil. Görevliler en kısa sürede müdahale ederek daha fazla kişinin yaralanmasının önüne geçti” dedi.
Coster, saldırganın takip edilmeye karşı dikkatli biri olduğunu, bu yüzden görevlilerin daha uzaktan takip etmek zorunda kaldığını da ekledi.